Deprem Sonrası Çocuklara Yardım
Deprem Sonrası Psikolojik İlk Yardım
Sadece profesyonel ruh sağlığı çalışanlarının yapacağı bir şey değildir.
Depremden etkilenenlerin güvende hissetmeleri, başkalarıyla bağlantı kurmaları, sosyal, fiziksel ve duygusal desteğe erişmeleri ve gerek birey gerek topluluk olarak kendilerine yardımcı olunacağını, yalnız yalnız kalmayacağını hissetmeleri uzun dönemli iyileşmede en yararlı faktörlerdir.
Ne yapmalı?
-Çocuklarla temas etmeden önce hazır hissettiğinizden emin olun, amacınız, göreviniz ve yetkinliğiniz doğrudan çocuklarla çalışmak olmadığı sürece çocukların talepleri ve ihtiyaçları konusunda uzman desteğine ihtiyaç duyabileceğinizi hatırlayın.
-Öncelikle kendinizi tanıtın ve neden orada olduğunuzu bir cümle ile açıklayın.
-Sakin, şefkatli, anlayışlı ve onları dinlemeye hazır olun. “Buradayım, seni dinliyorum.” diyerek, başınızı sallayarak onu dinlediğinizi hissettirin. Her çocuğun bu süreci farklı şekilde deneyimlemiş olabileceğini unutmayın, varsayımlar yapmadan dinleyin. İmkanlarınız doğrultusunda kendini rahat ifade edebilmesi için alan açın, bazı çocuklar konuşmaz, yazı yazabilir, resim yapabilir, oyun oynayabilir, oyunda size verdiği role girin ve çocuğun liderliğine izin verin.
-Çocuklara kederlerinin anlaşılır ve normal olduğunu söyleyin.
-Çocukların şimdi ve buraya odaklanmasına çalışın, “Şu anda neye ihtiyacın var?”, konuşurken çocuk ile aynı seviyede durun, varsa onun ifade ettiği ihtiyacı önceliklendirin.
-Çocukların sorularını geçiştirmeyin, yarıda kesmeyin, saatinize bakmayın, aceleye getirmeyin. Size yanıtını bilmediğiniz bir soru sorduğunda, “Bilmiyorum, öğrenip sana söyleyeyim.” deyin ve öğrendiklerinizi ona aktarın. Yanıtı sizde olmayan sorular için mutlaka destek isteyin. Dürüst ve güvenilir olun.
-Konuşmalarınızda olabildiğince kısa ve net ifadeler kullanın. Çok fazla konuşmaktan kaçının, sessizlik için zaman verin. Bir süre sessiz kalmak, karşınızdaki çocuğa/ gence isterse sizinle paylaşımda bulunması için gerekli alanı ve cesareti verebilir.
-Konuşmaya istekli bir çocuk/ genç için sessiz bir yer bulmaya ve dışarıdan gelebilecek dikkat dağıtıcı şeyleri en aza indirmeye çalışın.
-Çocuğun bedensel sınırlarını gözetin, çocuklara fiziksel olarak destek olurken onaylarının olduğundan emin olun. Uygun olduğundan emin olmadan dokunmayın. “Şunu yapalım mı?” “Şuraya bakalım mı?” Mesafenizi ayarlarken yaşını, cinsiyetini ve kültürünü göz önünde bulundurun.
-Çocukların yapabilirlikleri ve güçlü yanları olduğunu unutmayın, altını çizin, onları çaresiz hissettirmemeye, özen gösterin. Özellikle büyük çocukların tüm problemlerini onlar için çözmek zorundaymış gibi düşünüp davranmayın.
-Çocuklara inanın, kendi gerçeklikleri içinde oluşturdukları ifadeler neyse onu sorgulamadan, yargılamadan dinleyin. Çocukların kültürel özelliklerine ve dini inançlarına dayalı aktarımlarına saygı gösterin.
-Kayıp yaşayan çocuk, vefat eden yakınından bahsederse, “merhum” demek yerine ölen kişinin adını kullanın.
-Kayıpları olan, yaşı büyük çocuklara, büyük olasılıkla üzüntü, yalnızlık ve öfke dönemleri yaşayacakları söylenebilir. Eğer çok zorlandıklarını, hayatlarına devam etmekte güçlük çektiklerini düşünürlerse bir uzmanla görüşmelerinin destek olabileceğini ve başvurabilecekleri yerleri söyleyin.
-Sevdikleriyle bağlantı kurmasına ve sosyal destek almalarına yardım edin. Hayattaki akrabalarıyla bağlantı kurmalarını destekleyin.
-Sosyal medya, TV aracılığıyla yoğun bilgiye maruz kalmalarının önüne geçin.
-Bebekleri sıcak ve güvende tutun. Yüksek gürültü ve karmaşadan uzak tutun. Kucaklayın ve ona sarılın. Mümkün olduğu kadar düzenli besleyin ve uyutun. Sakin ve yumuşak bir sesle konuşun.
-Küçük çocuklara ekstra zaman ve ilgi verin. Güvende olduklarını sık sık hatırlatın. Kötü şeyler olmasına neden olduklarına inanabilir, bu durumlardan sorumlu olmadıklarını açıklayın. Küçük çocukları yaşıyorsa anne-babalarından, kardeşlerinden ve sevdiklerinden ayırmayın. Günlük rutin ve planlara mümkün olduğu kadar uyun. Ne olduğu ile ilgili sorulara korkutucu ayrıntılara girmeden basit cevaplar verin. Korkmuş ya da size sarılmışlarsa yanınızda kalmalarına izin verin. Parmak emme ve alt ıslatma gibi erken yaş davranışları gösterenlere, karanlıktan, yalnız kalmaktan, yabancılardan, seslerden, canavar ve benzeri hayali varlıklardan korkanlara sabırlı davranın. Oyunlarını azaltabilir ya da stres yaratan olayla ilişkili tekrarlayan oyunlar oynayabilirler. Mümkünse oynama ve rahatlama imkânı sağlayın. Yumuşak, sarılabilecekleri peluş oyuncaklar yardımcı olabilir.
-Büyük çocuklar ve ergenlere zaman tanıyın ve ilgi gösterin. Günlük rutinleri devam ettirmeleri için yardım edin. Ne olduğuna dair gerçek bilgileri paylaşın ve güncel durumu anlatın. Üzgün olmalarına izin verin. Güçlü olmalarını beklemeyin. Düşüncelerini ve korkularını yargılamadan dinleyin. Kural ve beklentileri net biçimde ortaya koyun. Karşılaştıkları tehlikeleri sorun, onları destekleyin ve zarar görmekten en iyi nasıl kaçınacaklarını tartışın. Başkalarına yardım edecek fırsatlara izin verin ve teşvik edin.
Ne yapmamalı?
-Ani fiziksel temaslardan ve dokunmalardan kaçının.
-Çocuklarla iletişimde çok kaygılı, çok üzgün, çok sevecen, çok öfkeli gibi yüksek duygusal bir seviyede beden ve ses tonu kullanmaktan kaçının.
-Çocuk size kendiliğinden anlatmadıkça onu konuşması için zorlamayın. Olumsuz anılarını yeniden hatırlatacak sorular sormayın. “O sırada neredeydin? Nasıl kurtuldun? Annenler neredeydi? Uyuyor muydun? Ne yaptın?”
-Korku ve kaygılarını tetikleyebilecek “Aah! Tüh! İnanmıyorum!” gibi ifadelerden kaçının.
-Çocukların size aktardığı ifadeler abartılı ya da gerçek dışı gelebilir. “Yok canım, abartma, olur mu öyle şey?!” gibi ifadeler kullanmayın. Çocukların duygularını yok saymayın, varsayımda bulunmayın, söylediklerini geçiştirmeyin. “Geçti geçti, Yok bir şey”, “Ben nasıl hissettiğini biliyorum.” “Başka bir şey hakkında konuşalım.” gibi.
-Cinsiyetine atıf yapan, yaşına uygun olmayan sorumluluklar yükleyen ifadelerden sakının: “Sen aslansın, sen ablasın, kardeşlerinden sen sorumlusun, evin direği sensin, güçlüsün, ailen sana emanet, sen artık evin erkeği/kadınısın.”
-Çocuklar için bu ifadeleri kullanmaktan kaçının: “Umudumuzun, Sen kahramansın, Koca adam/kızsın, Mucizesin.” “Bununla başa çıkacak kadar güçlüsün.” “Bizi öldürmeyen şey güçlendirir.” “Bize taşıyabileceğimizden fazlası verilmedi .”
-Çocuklara tutamayacağınız sözler vermeyin, çocuklara gerçeklikten uzak, doğruluğu teyit edilmemiş bilgiler içeren açıklamalar yapmayın.
-Kendi sorunlarınız hakkında konuşmayın.
-Kayıp yaşayan çocuklara “Annen, baban, kardeşin melek oldu, cennete gitti” gibi cümleler kurmayın. Kayıp yaşayan çocuklara yakınlarının hala yaşadıklarına, ileride görüşebileceklerine dair yanıltıcı bilgiler vermeyin. “Yakında daha iyi hissedeceksin.” demeyin.
-Yardım istemeyen, özellikle büyük çocukları zorlamayın, sadece destek istediklerinde kolayca ulaşılabilir olun ve yardıma ulaşabilecekleri yerler konusunda bilgilendirin.
-Çocukların hikayelerini başkalarıyla paylaşmayın.
-Çocukların fotoğraflarını ve videolarını çekmeyin, sosyal medya hesaplarınızda paylaşmayın.
-Şunları söylemeyin:
- “Olması gereken buymuş demek ki.”
- “Gitme zamanı gelmişti, en azından hızlı gitti.”
- “Bunu aşmak için çalışmalısın.”
- “Elinden gelen her şeyi yaptın.”
- “Yas tutman gerek.”
- “Rahatlaman gerekiyor.”
- “İyi ki kimse ölmemiş.”
- “Yaşadığın için şanslısın.”
- “Daha kötü olabilirdi.”
- “Hala bir erkek kardeşin, kız kardeşin, annen, baban var.”
- “Bir gün bir cevabın olacak.”